🍊 Vitaminler

Protein Nedir?

Protein nedir? Protein kaynakları nelerdir? Dışarıdan alınması gereken zorunlu aminoasitler nelerdir? Proteinin faydaları ve zararları nelerdir?

Protein Nedir? Nelerde bulunur? 

Protein, 4 ana besin öğesinden biri olarak, Vücudun genel olarak büyüme, gelişme ve onarımın yapan organik besin maddesidir.

Yunanca bir kelime olan Proteios kelimesinden gelmektedir. 1838’lerde Jöns Jakob Berzelius tarafından keşfedilen bu maddenin önemi anlaşılamadı. Fakat 1926’da James B. Sumner‘in üreaz enziminin bir protein olduğunu ispatladıktan sonra işler değişti. Araştırmalar bu yıllardan sonra ağırlık kazandı.

İlk incelenen proteinler miyoglobin ve insülin‘dir. İnsülin üzerinde araştırma yapan Sir Frederick Sanger 1958’de İnsülin ile Nobel Kimya Ödülünü kazandı. 1962’de Miyoglobin araştırması ile , Max Perutz ve Sir John Cowdery Kendrew, Nobel Kimya Ödülü kazanmıştır.

Amino asitlerin birbirlerine bağlanıp sarmal bir bileşik olarak görülen, Proteinler insan ve hayvanlarda büyüme ve gelişmenin kilit oyuncusudur.

Canlıların normal hayatlarını sürdürebilmeleri için, gerekli bulunan bazı organik bileşikler bünyesindedir. Örneğin biyokimyasal reaksiyonları katalize eden enzimler temel yapıları  ile proteinden başka bir şey değildir. Metabolik reaksiyonların dengeli bir şekilde devamını kontrol altında bulunduran bir kısım hormonlar da protein yapısındadır. Alyuvarlara renk veren hemoglobin bir protein bileşiğidir. Plazma içerisinde de önemli rolleri bulunan proteinler vardır. Fibrinojen, serum albumin, globilinler bu çeşit proteinlerdendir.

Proteinler organizmanın genel yapı taşlarını içerirler. Kasların büyük kısmı miyozin ve aktin diye adlandırılan protein türlerinden meydana gelirler.

Proteinleri meydana getiren 20 aminoasitten 10 tanesini  insan vücudunda üretilebiliyor. Fakat 2 tanesi büyüme çağları bitince kesilmektedir. Yetişkin bir bireyi ele alırsak 10 zorunlu Aminoasit vardır. 10 aminoasitin tamamını içeren Et, süt, yumurta, peynir gibi hayvansal gıdalar tam protein olarak kabul edilmektedir. Ayrıca sporla ilgilenenler özellikle supplement yani takviye olarak dışarıdan para ile alınabiliyor.

Dışarıdan alınması gereken zorunlu aminoasitler:

  • Arjinin (büyüme çağına kadar üretilebilen, yetişkinlik döneminde üretilemeyen)
  • Histidin (büyüme çağına kadar üretilebilen, yetişkinlik döneminde üretilemeyen)
  • Lösin
  • İzolösin
  • Valin
  • Lizin
  • Metionin/Sistein
  • Fenilalanin/Tirozin
  • Treonin
  • Triptofan

Proteinlerin Kimyasal Yapısı

Proteinler, karbon, oksijen, hidrojen, azot ve bazen de kükürt içeren bileşikler farklı amino asitler, bir arada oluşan kompleks moleküllerdir. Proteinin kimyasal yapısı incelendiğinde % 50 kadarının karbondan; diğer kısmının ise oksijen, azot, hidrojen ve kükürtten oluştuğu görülür. Proteinler büyük moleküllü bileşiklerdir. Bu büyük molekülü, amino asit denen temel organik bileşikler meydana getirir.

Amino asitlerin 22’si  insan proteininin yapısını oluşturur. Amino asitlerde tipik olarak bir Karboksil grubu(COOH) bir de Amino grubu (NH2) vardır.

Bir amino asit yapısı, genel olarak RCH (NH 2 ) COOH formülü ile tanımlanır. R harfi değişken grubu simgeler.Amino asitler birbirlerine NH2 ve COOH grupları arasında kurulan ve adına Peptid  denen özel bir bağ ile bağlanırlar. Değişik sayıda sırada bir araya gelen amino asitler çok çeşitli proteinler oluşturur. Amino asitler, insan vücudunda oluşumuna  göre ikiye ayrılır.

  1. Esansiyel (Eksojen) amino asitler: Vücutta yapılamadıklarından dışarıdan hazır alınması gerekir. Bu amino asitler; Triptofan, Treonin, Fenil Alanin, Metionin, Lizin, Lösin, İzolösin ve Valindir. Çocuklarda, Histidin de sentez edilmediğinden bu listeye dahil olur.
  2. Esansiyel olmayan amino asitler: Vücutta temel organik maddelerden yapılabilen amino asitlerdir. İnsanoğlu protein ihtiyacını hayvani ve nebati (bitkisel) gıdalardan temin eder. Farklı besin kaynaklarının hem asit miktarı hem de bu proteinin içindeki esansiyel amino asit miktarı farklıdır. Hayvani gıdalar daha fazla proteinliyken meyve ve sebzeler protein bakımından fakirdirler. Baklagillerin protein bakımından zenginliğiyse dikkat çekicidir.

Protein Nelerde Bulunur? | Protein Kaynakları

En iyi protein kaynakları hayvansal kaynaklar olan süt, balık, tavuk eti, hindi eti, yumurta, sakatatlar, kırmızı et’dir.

En iyi bitkisel protein kaynakları ise, Mercimek, Nohut, Bezelye,Kinoa, Karabuğday, Fava, Fasülye, Antep fıstığı, Kabak Çekirdeği, Chia Tohumu, Kenevir Tohumu (Hemp Seed)’dir.

Proteinler sadece hayvansal organizmada bulunmazlar, zaten tek tip protein almakta metabolizmayı bozar. Bitkilerdeki Proteinler büyük moleküllü maddelerdir. Molekül ağırlıkları birkaç bin ile milyonlar arasında değişir, şekilleri lifsel, oval, veya küresel olabilir. Yapıları esas itibariyle homojen ve basittir. Amino asitlerin yan yana gelerek zincirler yapmak suretiyle birleşmeleri, daha sonra katlar, yumaklar, salkımlar yapmaları veya uzun lifler teşkil etmeleri ile proteinler meydana gelirler. Genel olarak amorf yani şekilsiz maddelerdir, fakat bazı hormon ve enzimlerde görüldüğü gibi kristal halde de olabilirler.

Doğal olarak meydana gelen proteinlerin yapısında yirmi amino  iki tane de qmino asit mevcuttur. Bu 22 amino asitin değişik sayı ve şekillerde sıralanmaları sonucu sayısız protein türleri meydana gelirler.

Alınması gereken Günlük Protein Miktarı nedir?

Yetişkin bir insanın, günde kilosu başına 1 gram protein alması gerekmektedir. Sporun hafif ve ağırlığına göre 2 ile 3 gram kilo başına değişir.  Fakat büyüme ve gelişmesi çok hızlı olduğundan, ilk aylarını yaşayan bir çocukta bu miktar 3 grama kadar çıkar.

Ateşli hastalık, kansızlık, ameliyat, yaralanma, ishal, tiroid bezinin fazla çalışması, barsak parazitleri, gebelik, emziklilik gibi durumlarda da protein ihtiyacı normalin üzerine çıkar.

Vücudun proteinden faydalanma derecesi proteinin yapısı ile ilgilidir. Vücutta rahatça sindirilen, gerekli diğer proteinlere çevrilebilen proteinler kaliteli proteindir. Kayıp vermeden kullanılabilen ve dışarıdan alınması şart olan bütün aminoasitleri ihtiva eden proteine örnek protein yada tam protein denir.

Anne sütü, bebekler için örnek yani tam proteini içerir.

Proteinlerden en tamına örnek yumurta sarısıdır. Diğer yiyeceklerde vücutta yapılamayan bütün amino asitler bulunmadığından çeşitli yiyecekler yemekte fayda vardır. Hem hayvansal hemde bitkisel protein kaynaklarını düzenli ve karışık tüketilmesinde fayda var. 5’e 1  hayvansal, 5’e 4 bitkisel kaynak dengesini en azından uygulayınız.

Proteinler Nasıl Sindirilir?

Unutmayın ki  Protein sindirimi midede başlar. Mide den salgılanan pepsinojen, aktifhale geldinde pepsin halini alır ve proteini zincirlere bölerek, kısa zincirlerle bağlar. Bağırsağa gönderilir ve pankreas bezinden salgılanan tripsin ve kimotripsin enzimleriyle sindirim tamamlanır.

Protein Kayıplarına Uğramamak için Neler Yapmalı?

Proteinli yiyeceklerin pişirilmesi de, proteinden faydalanmayı etkiler. Bazı vitaminlerin ve yağsız diyetin proteinden faydalanmayı azalttığı söylenmektedir. Yağda kızartmalarda, yanıncaya kadar olan pişirmelerde protein kaybı olur. Mesela 150°C ve yukarılarda protein kaybı daha fazladır.

Süt ve yumurta gibi besinler bekletilince zamanla protein değerlerinden kaybederler. Sıcak bir yerde saklanıyorlarsa bu kayıp daha fazladır.

Mayalanmış yiyeceklerde amino asitler serbest duruma geçtiğinden proteinden faydalanma artar. Mesela, ekmek hazırlanırken mayalandığı için protein bakımından faydalı hale gelmiştir.

Proteinlerden yeterince yararlanmak için enerji verici gıdalardan (karbonhidratlı, yağlı gıdalar) yeteri kadar alınmalıdır. Aksi halde protein vücutta enerji için kullanılır ve asıl görevleri olan kas sistemini düzenleyemezler.

Protein eksikliğinde ne olur? Protein yetersizliği

Protein vücutta pek depo edilemez edilirse bile yağa çevrilir. Bu nedenden çocuklarda eksiklik belirtileri meydana çok gelir.

Protein eksikliğinde ilk vücutta azot dengesi bozulur. Vücut kaybettiği azotu yerine koyamaz. Çünkü vücudun asıl azot kaynağı proteinlerdir. Fiziksel belirtiler bundan sonra başlar.

Odaklanma ve beyin gücü ile çalışmada bozukluklar gözükür. Çabuk yorulma belirtileri görülür. Kandaki miktar azaldığında, kansızlık, kan şekeri düşmesi, kan basıncı düşmesi görülmektedir.

Göz Bozuklukları ve diş eti rahatsızlıkları da görülmektedir.

Özellikle Ağır Sporla uğraşan kişilerin Vücut Geliştirme gibi, günlük protein miktarı ortalama kilo başı 2,5 gram alması gerekmekte.Eğer yeterli alınmassa, antrenmanda yıkılan kasları onarmak için antrenman sonrası Protein tüketilmesse, Vücutta ağrı ve zedelenme riski artmaya başlar.

Aşırı Protein Tüketmenin Verdiği 7 Zarari

Hem kilo vermek hem de vücudun kas miktarını artırmak ve sağlık için protein ağırlıklı beslenmenin gerekliliği onlarca yıldır ön planda. Ancak tıpkı her şey gibi fazla proteinin zararları da var. Çünkü yüksek proteinden oluşan diyet listeleri kasların en önemli enerji kaynaklarından biri olan karbonhidratın gözden kaçmasına neden olabiliyor.

1. Yaşlanma Hızını Artırıyor

Dünyanın en sağlıklı, fit, mutlu ve uzun ömürlü insanlarının yaşadığı bölgelere bakarsanız, bu kişilerin hayvansal protein ağırlıklı beslenmediklerini fark edebilirsiniz. Genç ve güzel görünmek, cildinizin parlaklığıyla esnekliğini uzun yıllar korumak istiyorsanız diyetinizde daha çok sebze, meyve ve kuru bakliyata yer vermelisiniz. Günlük protein tüketiminizi %15’ten yukarıya çıkarmamalısınız.

2. Kanser Riskini Artırıyor

İsviçre’de yapılan uzun soluklu bir araştırmaya göre fazla proteinin zararları arasında kanser riskinin artırması da yer alıyor. Özellikle 50’li yaşlardan sonra aşırı protein tüketimi ölüm oranını %75 civarında artırmanın yanı sıra kansere yakalanma riskini de 4 kat fazlalaştırıyor.

Ancak kanser pek çok değişkeni içinde barındıran ciddi bir hastalık olduğu için yalnızca protein tüketimini sınırlandırmak çok mükemmel bir korunma yöntemi değil. Bu nedenle Kansere İnat Yaşasın Hayat Sigortası yaptırarak kendinizi kötü günlere karşı maddi güvence altına alabilir, Cigna Ayrıcalıklar Kulübü’ne ücretsiz üye olarak spor, sigara bırakma ve beslenme danışmanlığı gibi hizmetlerden %40’a varan indirimlerle faydalanabilirsiniz.

3. Kemik Erimesini Artırıyor

Fazla proteinin zararları arasında kemik erimesi gibi akla gelmesi çok güç olan hastalıklar da var. Özellikle belli bir yaştan sonra herkesin duyarlı olması gereken kemik erimesi, tahmin edildiğinden çok daha ciddi bir sağlık problemi. Protein kan dolaşımındaki asit oranını artırıyor, vücut da asit oranını nötrlemek için kemiklerdeki kalsiyumu kullanmaya başlıyor. Hal böyle olunca erken yaşta bile osteoporoz riski ortaya çıkıyor

4. Depresyon Riskini Artırıyor

Bağırsaklarda sağlık açısından çok önemli olan probiyotik bakteriler yer alıyor. Mutluluk hormonu olan serotoninin de çok büyük bir kısmı bağırsaklarda salgılanıyor. Bu nedenle ruhsal durumun bağırsak sağlığıyla yakından ilişkisi var. Eğer gerekenden fazla protein tüketirseniz bağırsaklarınızdaki yararlı bakterileri azaltabilirsiniz. Bu durumun doğal bir sonucu olarak da depresyona daha meyilli olabilirsiniz.

5. Karbonhidrat Açlığına Neden Olabiliyor

Yapılan çalışmalar azalttığınız besinlere karşı vücudun zaman içinde hassaslaşabileceğini ve o besine karşı kontrolünüzü kaybedebileceğinize işaret ediyor. Yani protein ağırlıklı diyetler her ne kadar başlarda kiloyu azaltıp kas miktarını artırsa da çok uzun süreler uygulanmamalı. Aksi halde kaybedilen kilolar aynı hızda geri alınabilir…

6. Böbrek Hastalıklarını Tetikliyor

Fazla proteinin zararları arasında böbrek hastalıkları da yer alıyor. Çünkü aşırı protein tüketimi vücudun asit-baz dengesine zarar vererek fazla miktarda ürat, fosfat ve kalsiyum atılımına sebep oluyor. Bu nedenle de böbrek taşı ve böbrek yetmezliği gibi hastalıklara daha yatkın oluyorsunuz.

7. Kolonu Olumsuz Etkiliyor

Aşırı protein tüketimi sindirim sisteminin dengesini bozuyor, gaz, kabızlık, faydalı bakterilerin azalması gibi problemlere neden oluyor. Hatta kontrolsüzce protein tüketmek kolon kanserine giden süreci bile başlatabiliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu